ANA SAYFA GİZLİ CENNETLER FOTOĞRAFLAR VİDEOLAR HAKKIMDA İLETİŞİM
New York


İLGİNÇ YERLER

New York aslında Manhattan, Bronx, Brooklyn, Queens, ve Staten Island olmak üzere beş bölgeden oluşuyor. Ama New York denince akla Manhattan başta geliyor. Sonra da Brooklyn, Quenns ve Bronxs geliyor.

NY’da bir yerden bir yere giderken öncelikle bir şeye karar vermeniz gerekiyor. Yürüyerek mi yoksa metroyla mı gideyim! NY yürümek isteyenler için cennet. Ancak adeta baklava dilimlerini andıran NY’da ana caddeleri kesen caddelerin mantığını öğrenirseniz, bir yerden bir yere gitmek çok kolay. Ama aynı gün Empire state binasını göreyim, arkasından Times Meydanı’nda vakit geçireyim, sonra da Central Park’a gideyim derseniz ortalama 15 kilometre yürümeyi göze alın.

İkinci alternatif ise en güzeli metroyu kullanmayı öğrenmek. Eğer bu konuda yetenekliyseniz bu size çok zaman kazandıracak. Metroyu kolay öğrenmek için en iyi yol, özellikle akıllı telefona metro haritasını indirmek. Haritayı okumayı öğrenirseniz, çok kolaylıkla bir noktadan diğerine gidebilirsiniz. Özellikle bir hafta kalacaksanız haftalık kart alırsınız. Hem metro hem otobüs kullanarak şehrin tadını çıkarabilirsiniz. Şehir içinde başta metro ve otobüslerle seyahat için haftalık kartlardan alırsanız hem uyguna hem de her istediğiniz taşıta binerek, NY’u dolaşıyorsunuz.

Manhattan’ı anlamak için 7, 8 ve 9 caddeleri baz alarak, Manhattan Adası’nı yukarıdan aşağıya doğru yürürseniz, en üstte Central Park (59. Cadde), ortada Times Meydanı (47.cadde), biraz altında Empire State binası (34.cadde) ve en altta ise One World Trade Center yani ikiz kulelerin yerine yeni yapılan binaya ulaşabilirsiniz.

Eğer buraları yürümek isterseniz her blok ortalama 2 dakika yürüme mesafesinde. Ona göre hesabını yapın ve yürüyor derim. Mesela 57. Caddeden 33.caddeye yürümek isterseniz en 48 dakika gerekiyor.

Ama NY’u bütünüyle bir arada görmek için yapmanız gerekense, bir gemi turu alarak Manhattan Adası’nı, nerede hangi bina var gibi detayları öğrenmek için iyi bir fırsat olabilir.

Gelelim gemi turuna. Gemi turuna katılmak için, 42. cadde sahilinde yer alan, 83 numaralı iskeleye giderek, kişi başına 9 dolar dolar ücret ödüyorsunuz. Çocuklar için ise 4 dolar ücret ödemeniz gerekiyor.

Gemiye binerken, sizin denici kıyafetleri ve New York yazısı önünde bir fotoğrafınızı çekiyorlar. Bu fotoğrafı çektirin. Sizden bir şey istemiyorlar. Sadece tur bitip de inerken fotoğrafınızı size uzatıyorlar. Foto başına 10 dolar istiyorlar. Almayabilirsiniz. Karar sizin...

Gemi turu yaklaşık 3 saat sürüyor. Bindiğiniz gemi Nuh’un gemisi gibi.. Gemi içindeki yolcular çoğunlukla Amerikalı oluyor... Çünkü ülke içinde inanılmaz bir turizm hareketi var. Gemi hareket eder etmez, hemen elinde mikrofonla bir görevli size başlıyor Manhattan adasını ve özelliklerini anlatmaya... Hem de nasıl.. Neredeyse bina bina size bölgeyi anlatıyor. Birleşmiş Milletler binası nerede, hangi binada hangi ünlü oturuyor... Aklınıza gelebilecek hemen her türlü bilgi size veriliyor. Yani gemi gezisinden inince kendinizi bir anda şehri iyice tanımış olarak bulabiliyorsunuz.

Gemide ayrıca İspanyolca, İtalyanca Almanca rehberler de var. Yani hizmette sınır yok. Geçilen yerlerle ilgili hediyelik eşyalar da satılıyor.

Özgürlük Heykeli’nin hemen yanından geçiyorsunuz. Tarihi Brookly Köprüsü’nün altında geçerken, keyifli anlar yaşıyorsunuz.

TİMES MEYDANI

Burası NY’un kalbi. Her taraf rengarenk. NY’a gidip de buraya gitmeyeni döverler.

Dünyanın dört bir yanından gelen insanların etrafta binaların yüzeyinde yer alan reklam tabelalarını izledikleri ışıkların dans ettiği bir yer.

Aslında reklam tabelaların haricinde insan kalabalığından başka bir özelliği yok. Ama herkesi kendine çeken bir yer. Bir yanda çizgi film karakterlerine bürünmüş bahşiş karşılığı fotoğraf çektiren Süpermen, örümcek adam kıyafetli insanlar. Bir yanda bir çok ünlü markanın alışveriş yapacağınız mağazaları.

En iyi tarafı ücretsiz internet olması. Zaten NY’da yol kenarlarında ücretsiz wifi noktaları ve telefon şarj yerleri var. Buraları da yanında kablo olan bir çok insan için kurtarıcı işini görüyor. Büyük bölümü özellikle orta kısmı yayalaştırılan Times Meydanı’nda, oturma yerleri de bulunuyor. Birada oturarak dinlenebilir, internete bağlanabilir, geleni geçeni seyredebilirsiniz.

Bu arada eğer tiyatro ya da müzikallere indirimli ya da son dakika bilet almak istiyorsanız, Times Meydanı’nda bulunan kırmızı merdivenlerin altında yer alan TKTS firmasına ait bölümden şansınız varsa istediğiniz gösteri biletini alma imkanı olabilir.

34. caddede bulunan Empire State binası ise, şehri yukarıdan görmek için ideal yerlerden biri. Kişi başı 34 dolardan başlayan ücret ödeyerek, 84.katındaki gözlem yerinden şehri kuşbaşı görüyorsunuz.

ONE WORLD TRADE CENTER BİNASI VE METRO İSTASYONU

11 Eylül saldırılarında uçaklarda yıkılan Dünya Ticaret Merkezi’nin yerine yapılan yeni bina ve etrafından yer alan müze ve anma havuzları gerçekten görülmeli. Özellikle de yeni yapılan metro istasyonu ve alış veriş merkezi gerek dış gerekse iç mimarisiyle özellikle fotoğraf tutkunları için cennet. Her detay çok güzel fotoğraf veriyor. Buraya mutlaka gidilmeli.

Binanın üstüne çıkmak tabii ki parayla.

CENTRAL PARK

NY’a gittiğinizde şehirde yaşayan insanların, nasıl gökdelenlerin arasında yemyeşil bir dünyada yaşadığını görmek için, mutlaka gitmelisiniz. Nereden giderseniz gidin, her yerinde yeşil doğanın içinde uzanıp güneşlenenleri görebilirsiniz. Özellikle yazın metrodan birlikte indiğiniz bir genç kızın parkın içinde üzerindeki elbiseyi çıkarıp güneşlendiğini görünce şaşırıyorsunuz. Aynı kişinin, 1 saat sonra üzerine elbisesini giyerek, tekrar normal günlük yaşantısına döndüğünü ve kimsenin de kendisini rahatsız etmediğini görmeniz de bir başka NY gerçeği...

 

BRYANT PARK.

Şehrin kalbinde hemen Times Meydanı yakınlarında yer alan, aynı isimli metro istasyonun üstünde bulunan, hemen yanında New York şehir kütüphanesinin bulunduğu park. Burası öyle alelade bir park değil. Yazın NY’un sıcağından bunalanların, gökdelenlerin arasında sıkılanları burada bulabilirsiniz.

Bir köşesinde kitap okunan parkta istediğiniz her yere oturup keyif yapabilirsiniz. Yazın ortasında bulunan yeşil alanda günün belli saatlerinde kendi getirdiğiniz matınızla hiç tanımadığınız NY’lular ile birlikte yoga yapabilirsiniz.

Yine aynı alanın etrafında bulunan sandalye ve masalarda, ister gün boyu, isterseniz bir an oturup soluklanabilirsiniz. Hemen etrafta satılan büfelerden alacağınız yiyecekleri burada yiyebilirsiniz. Güneşlenebilirsiniz.

Eylül ya da ekim ayında gittiyseniz, NY moda haftasının bazen buradaki yeşil alanın üstüne kurulan, çadır içinde yapılmasına şahit olursunuz.

Birbirinden şık dünya sosyetesine mensup insanları, modelleri, moda devlerini burada bir kenara çekilerek izlersiniz. Katılanlar, izleyenler dünya modasına yön verenlerin gözünüzün önünden geçer.

Kışın gittiyseniz, bu yeşil alan buz pistine döner ve üstünde genci yaşlısı herkes spor yapar. Kenarda oturma gruplarında ücretsiz olarak onları izler mevsimin keyfini çıkarırsınız.

Belli zamanlarda burada kurulan pazar yerinde, yerel ve organik ürünler de satılıyor. Bu stantlar arasında, özellikle salatalık turşusunu farklı otlarla birlikte yaptıkları turşuları tatmanızı öneririm.

Parkın normal zamanlarında belediyenin sağladığı oturma gruplarına oturup ister yanınızda getirdiğiniz yiyecekleri yiyip vakit geçirme, isterseniz yine belediyenin imkanlarıyla parkın bir kenarına kurulan kütühaneden kitapları alarak okuyabilirsiniz. Kimse kimseye karışmıyor.

Parkın  cadde üzerinde bulunan tuvaletini ise özellikle kullanın. Gündüzleri papyonlu görevlinin temizliğini ve bakımını yaptığıtuvalet ücretsiz ve tertemiz. Çiçekler arasında, lüks beş yıldızlı otel tuvaleti kalitesindeki bu yer, mutlaka görülmeli. Burası turistik bir yer değil. Gökdelenlerde çalışan NY’lular öğlenleri ve akşamları burada. Aradaki vakitlerde ise NY’da yaşan gerçek Amerikalılar’a burada rastlamanız olası.


5.CADDE

NY’u anlamak için belki de buraya gitmek de şart. Çünkü dünyanın en çok merak edilen ve geziler bu şehrinde, 5. Cadde lüks ve ihtişamın adresi. Dünyanın en ünlü markaları burada yer alıyor. Tabii tam ortasında ise Başkan Trump’un NY’da yaşadığı bina yer alıyor. Bu binaya gidiş çıkış bir zamanlar çok rahattı. Ama Trump başkan olduktan sonra artık güvenlik var. Yine binaya girebilirsiniz. İçinde Trump markalı ürünlerin satıldığı mağazadan alışveriş yaparsınız. Lokantalarda yemek yiyebilirsiniz.

Caddede bulunan diğer mağazalara da girmeseniz bile vitrin alışverişi yapmak ücretsiz. Dünyada o yıl ne moda, hangi renkler tercih ediliyor bunları öğrenebilirsiniz.

ÖZGÜRLÜK ANITI

NY’a gidip de Özgürlük Anıtı’nı görmeden dönmek olmaz diyorsanız iki şekilde gidebilirsiniz.

İlk olarak “anıtı uzaktan da olsa göreyim bana yeter” diyorsanız, o zaman Manhattan Adası’nın uç kısmında bulunan, Battery Park’dan Staten Adası’na giden feribotlara binebilirsiniz. Bu feribotlar adaya giderken Özgürlük Anıtı’nın hemen yanından geçiyor. Bu şekilde anıtı ve adayı görebilirsiniz. Hem de anıtının üstüne çıkıp etrafı oradan görmek için saatler süren kuyrukta beklemekten ve ekstra ödeme yapmaktan kurtuluyorsunuz.

ELLİS ADASI

Ellis Adası Amerika’ya ilk  gelen 12 milyon göçmen tarafından yeni dünyanın ilk görülen noktası olmuştu.

Bugün de Ellis Adası Göçmen Müzesi’nde, 1892 - 1954 yılları arasındaki göçlere ilişkin dokümanları yer alıyor.

Empire State Binası

Bir zamanlar dünyanın en uzun binalarından biri olarak bilinen bu bina 34. Caddede yer alıyor.

102 katlı binanın, 74. Katında ise Türk Hava Yolları ofisi yer alıyor. Binanın zaten seyir terası ise, 86. Ve 102. katta  yer alıyor. Ekonomik olsun diyorsanız, THY ofisine biletle ilgili bir bilgi sormak için çıkın. Hem de oradan camlardan NY’u izleyin. Bu da size en az bilet ücreti kadar kazanç olarak yansıyacaktır. Ama seyir teraslarından manzara ile tabii ki ile karşılaştırılamaz.

Bu kez şehrin merkezindeki gökdelenleri, Central Park’a kadar uzanan bir bakış açısına sahip oluyorsunuz... Ama buraya şehrin görkemli görüntüsünü görmek için gece gitmenizi tavsiye ederim. Akşam saat 11.30’a kadar açık olan binada hem fazla kuyruk beklemeden üst katlara çıkabilirsiniz... hem de görkemli NY manzarasını seyredersiniz.

Binlerce insan bu binaya çıkmak için onlarca dolar ödüyor. Binanın geziye çıkanlar için hazırlanan özel kapısından içeri giriyorsunuz. Para ödeyip biletinizi aldıktan sonra sizin özel asansörlerle önce en tepenin bir altına çıkarıyorlar. Burada camlı kaplı olan bölmeden şehri görebiliyorsunuz. Sonra da isterseniz, etrafı tellerle çevrili açık alana çıkıp şehri tepeden seyrediyorsunuz.

Burayı gezenlerin alışveriş yapmaları için de hemen her şey var. Gezi hatırası özel paraları yapıp size satıyorlar. Özel hediyelikler...Neler neler...

İnsanın aklına gelmiyor değil. Biz de birbirinden yüksek binalar yapıyorlar... İş Bankası Sabancı Kuleleri gibi... Niye bu binaları turistik amaçlı olarak kullanmazlar diye.. Gelen turistler buraya çıksa. Boğazı, binaları, güzelim tarihi yerleri görse. Biraz da bu şekilde döviz bıraksa kötü mü olur?


SOHO
Mutlaka gidilmeli. New York’un kalbi. En önemli özelliği sokaklara, binalara sinen sanatçı bohem ruh. Her binanın altında neredeyse bir galeri yer alıyor. Ayrıca yol kenarında bile sokak ressamlarının eserleri satılıyor. Tabi fiyatlar binlerce dolara kadar çıkıyor. Ama neredeyse her keseye seslenen eserleri bulmak mümkün.


NEW YORK VE MÜZELER AYRILMAZ İKİLİ.

New York’da müzeleri gezmek yapmadan dönülmemesi gereken bir şey. Çünkü dünyanın en zengin, büyük görkemli müzeleri burada yer alıyor. Ama müzeleri gezmek de bir ölçüde pahalı. Ama bunu aşmanın çeşitli yolları var. Öncelikle, bazı müzeler bazı günler bedava. Ona dikkat etmeniz lazım.

İkinci alternatif müze girişlerini bağış yaparak gerçekleştiriyorsunuz. Yani bu bağış 1 dolar da olabiliyor.

 

Üçüncü alternatif ise ünlü müzeler bile belli saatlerde girişi, özellikle akşamları bedava yapıyor. Bunları gitmeden önce araştırın. Öyle gidin.

ULUSAL TARİH MÜZESİ..MUTLAKA GİT!

Eğer dünyanın nasıl bir yer olduğunu ve nereden geldiğimizi merak ediyorsanız, New York’da gitmeniz gereken yerlerin başında, Ulusal Tarih müzesi geliyor.

Müzede dünyanın oluşmaya başladığı 13 milyon yıl öncesinden günümüze kadar olan gelişim aşama aşama anlatılıyor. 3,5 milyon yıl öncesine kadar canlının yaşamadığı yer kürenin hali, görsel malzemelerle sizi bekliyor.
GİRİŞ. Müzeye giriş tavsiye edilen kişi başın fiyatı 16 dolar. Ama NY’da çok gezeceğiniz için,  harcamanız da çok olacağından, girişte bilet satılan bölüme, “ben bağış yapacağım” diyorsunuz.

Aman hemen korkmayın. Müze görevlisi şaşırıyor ama size “Tabii efendim. Ne kadar diyor?” sizin de cevabınız “ 1 dolar” bile olabilir. Buna kimse bir şey demiyor. Tabi isterseniz bin dolar da verebilirsiniz. Ama sistem öyle kurulmuş ki, 1 dolar bağış yapacağınızı söyleyince görevli verdiğiniz rakamı alıp, bağış olarak kaydediyor. Siz de içeri giriyorsunuz. Tek kişiyseniz 16 doların etkisi belki yok ama kalabalık bir aileyseniz daha kapıda 60-70 dolar bırakıp giriyorsunuz içeri. Bir de New York’da en az 4-5 müze gezecekseniz sadece müze girişlerine 400 dolar harcayabilirsiniz 4 kişilik bir aileyle yerel ve organik ürünler de satılıyor. Bu stantlar arasında özellikle salatalık turşusunu farklı otlarla birlikte yaptıkları turşuları tatmanızı öneririm.

Parkın normal zamanlarında belediyenin sağladığı oturma gruplarına oturup ister yanınızda getirdiğiniz yiyecekleri yiyip vakit geçirme, isterseniz yine belediyenin imkanlarıyla parkın bir kenarına kurulan kütühaneden kitapları alarak okuyabilirsiniz. Kimse kimseye karışmıyor.

Parkın  cadde üzerinde bulunan tuvaletini ise özellikle kullanın. Gündüzleri papyonlu görevlinin temizliğini ve bakımını yaptığıtuvalet ücretsiz ve tertemiz. Çiçekler arasında, lüks beş yıldızlı otel tuvaleti kalitesindeki bu yer, mutlaka görülmeli. Burası turistik bir yer değil. Gökdelenlerde çalışan NY’lular öğlenleri ve akşamları burada. Aradaki vakitlerde ise NY’da yaşan gerçek Amerikalılar’a burada rastlamanız olası.

STAPLES.
42.cadde yanında dünyanın dört bir yanından her türlü kırtasiye malzemesini bulabileceğiniz bir yer.

BEST BUY
Canlı canlı alışveriş yapabileceğiniz New York Manhattan’daki şubesi. Her şey elinizin altında. Özellikle tamir ettikleri ürünleri uygun fiyata satıyorlar. Kampanya olduğu zaman ise, bir çok elektronik ürün fiyatı çok uygun. İnternetten online alışveriş yapıp mağaza adresini verince ürünü oradan da alabiliyorsunuz.

NY’da dolaşırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini biraz anlatmak istiyorum. Özellikle gündüzleri turistlerin dolaştığı bölgeler ve şehir merkezi son yıllarda güvenli yerlerin başında geliyor...

Şehir merkezinde, Central Park’ta yürüyüş yaparken, yine de dikkatli olmakta fayda var... Çanta hırsızlarına ve cüzdan çalanlara karşı alınan  tedbirler hayli fazla...

Ama yine de yürürken çantanızı önünüzde tutun.. Yanınızda fazla nakit para taşımayın. Hatta 100 Dolarlık bile bütün olmasın. Çünkü Amerika’da bir yerden alışveriş yapıp 100 Dolar verdiniz mi, size dikkatle bakıyorlar. Kimse cebinde bu kadar yüksek bir para nakit olarak taşımıyor. Kredi kartı limitiniz varsa her kapıyı açıyor...

Eğer geceleri dolaşmayı seviyorsanız, güvenmediğiniz bölgelere girmeyin. Ya da gideceğiniz yerlere taksi ile gidin..

Evet şimdi bence sokaktaki gerçek yaşamı görmeye sıra geldi... Aslında yürüyüşünüz boyunca zaten Gerçek NY’u görüyorsunuz. Filmlerin ayrılmaz aksesuarı sarı taksileri, koşturan insanları, hemen her köşede biten posta şirketlerini, şık giysileri altında giydikleri spor ayakkabılarıyla hanımları görünce şaşırmayın. Burası Amerika dahası NY... Burada her şeyi görebilirsiniz...

 

ÇİN MAHALLESİ

Evet yönümüz bu kez Çin Mahallesi. Çünkü burası Amerika değil. Sanki Çin.. Sokaklarda Çince konuşuluyor.

İnsanlar sanki daha dün Çin’den gelmiş gibi. Tıpkı bizdeki gibi seyyar satıcılar bile var. Ellerinde çuvalları. Çin’den getirdikleri yiyecekleri, eşyaları satıyorlar. Ama inanılmaz renkli...

Meyveleri, yiyecek satan dükkanları, alışveriş yapacağınız yerler size Çin’i aratmıyor...

Soya sosu kokan restoranlar, aklınıza gelen ya da gelmeyen yüzlerce ottan yapılan doğal ilaçlar, çaylar...

Kısacası yok yok. Hem de şehrin diğer yakasında satılan fiyatlarını yarısına. Meyveler ve diğer yiyecekler ise gerçekten ucuz.
Zaten NY’da yaşayanlar sebze ve meyve ihtiyaçlarını buraya gelerek karşılıyorlar...

İTALYAN MAHALLESİ

Buradaki gezinizi bitirince İtalyan mahallesinde sıra... burası da sanki küçük İtalya... insanlarıyla ve tabii ki lokantalarıyla... Keyifle yemeklerinizi burada yiyebilirsiniz... Hem gerçek İtalyan lezzeti var. Hem de fiyatları uygun. Yalnız aklınızda bulunsun Amerika’da vitrinde ya da menüde yazan fiyatların üzerine, vergi ve bahşişi de ilave etmeniz gerekiyor. Yani kapı fiyatlarına bakıp da içeri girerseniz daha yüklü bir fatura ödeyeceğinizi bilin. İtalyan mahallesinde yer alan şarküterilerde de satılan İtalyan peynirlerini ve lezzetlerini de meraklıysanız alın derim...


ALIŞVERİŞTE DİKKAT.
Fiyatların üzerine vergi mutlaka ekleyerek maliyeti hesaplayın. Mesela NY’da ayakkabıya vergi yok. Fiyatı ne yazıyorsa o. Ama giyim ürünlerine ve diğer ürünlere vergi var.

 

BROOKLY BOTANİK BAHÇESİ

Burada yer alan çiçek çeşitleri, bahçe düzenlemeleri gerçekten sizi dinlendirecek... Japon bahçesi ise mutlaka görülecek yerlerden biri. Botanik bahçesi içinde, cafeler, seralar yer alırken, konserler de düzenleniyor. Kış aylarında burayı gezmek ücretsiz, yaz aylarında da yetişkinler için 3 dolar, çocuklar için ise 1.5 dolar.

New york Botanic Bahçesi ise diğer gezilecek yerlerden biri, Şeahrin kuzeyinde yer alan bu park 250 dönüm büyüklüğünde... Doğanın bütün güzelliklerini de burada yaşayabiliyorsunuz. Merkez Tren istasyonundan buraya giden trenlerle de gezme imkanınız var.

Evet şimdi de sırada bir zamanlar beyaz insanların değil gezmek için, arabayla geçerken bile son sürat gittikleri harlem var.

HARLEM

Bir zamanlar suç merkezi konumunda olan New York, artık en güvenli şehirlerden biri... Bu nedenle girilmez olan Afrika kökenli Amerikalılar’ın yaşadığı Harlem’e artık turistik turlar bile düzenleniyor. Hatta bazı kiliselerde yapılan gospel ayinlerine düzenlenen turlarla gidebiliyorsunuz. Gerçi bir çok Amerikalı bu ayinleri eğlence parklarında yapılan gösterilere benzetiyor ama yine de zenci Amerikalılar’ın bu ayinini, New York’un göbeğinde kendi dünyalarında görmek bir başka etkileyici oluyor.

Harlem’de zenci Amerikalılar’ın kültürlerini görmek için, Schomberg Center’ı da gezebilirsiniz...


 

New York’a ailenizle birlikte gittiyseniz bir gününüzü de ayırmanız gereken yer  Bronx Hayvanat bahçesi. Amerika’nın en büyük hayvanat bahçesinde., doğal ortamlarında yaşan 4 bine yakın hayvanı görebiliyorsunuz. Aranıza bir cam ya da bariyerler girmeden...Çarşamba günleri giderseniz ücretsiz gezebiliyorsunuz. Diğer günler ise, büyükler 9, çocuklar için ise, 5 dolar.

MODERN SANATLAR MÜZESİ

NY’ta sanatın yeni halini görmek istiyorsanız, burası en önemli adreslerden biri. Bina zaten mimarisiyle çok ünlü. İçinde ise dünyanın en ünlü ressamlarından olan Picasso, Van Gogh başta olmak üzere, yeni çağından da ünlü ressamlarının eserlerini görebiliyorsunuz. Ayrıca dönem dönem sergiler de yer alıyor. O nedenle mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.

METROPOLİTAN SANAT MÜZESİ

Müzede NY’daki en büyük müzelerden biri. İçinde ne ararsanız var dersek yalan olmaz. Osmanlı eserleri, Mısır’da bile göremeyeceğiniz mumyalar, her türlü tarihi eser burada onlarca salonda yer alıyor. Onun için planlı gezin. Giriş ücreti tabii ki yüksek. Bu nedenle gişelere gidince “bağış yapacağım” deyin. Sizi hemen yandaki bölüme yönlendiriyorlar. Oraya da 1 dolardan başlayarak bağış yapıyorsunuz ve bunu da Kabul ediyorlar.

GRAND CENTRAL STATION

42 cadde’de bulunan “Grand Central Station” Büyük merkez İstasyonu’na da uğramamazlık etmeyin.

Dünyanın bu en büyük tren istasyonunda, rönesans stili mimari özellikleri, binayı kaplayan mermerleri ve en önemlisi de tavanında bulunan yüzlerce ampülün aydınlattığı görkemli şamdanlarıyla sizleri büyülecek... 24 saat boyunca açık olan ve inanılmaz bir iş hareketliliğine sahip olan istasyonda, NY’un insanlarının gerçek yüzlerini görme şansınız var.

NEW YORK HALK KÜTÜPHANESİ

Mutlaka görülmesi gereken bir kütüphane. Braynt Park yanında bulunuyor. Uzun süre restorasyondan sonra geçen yıl hizmete açıldı. İçine girdiğinizde farklı bir yere girdiğinizi anlıyorsunuz. İçerde her ülkeden binlerce yüzbinlerce yayın yer alıyor. Özellikle ana salonda oturduğunuzda kendinizi bir başka dünyada hissediyorsunuz. Kütüphanenin bir de 700 bine yakın eserden oluşan digital koleksiyonu da var. Onu da ülkeden ayrılmadan önce internetten ücretsiz olarak izleyebilirsunuz. www.nypl.org adresine girip “Digital Collections” bölümüne tıkladığınızda zengin bir dijital arşiv çıkıyor karşınıza. Arşivde Osmanlı döneminde yazılan eserlere, fotoğraflara kadar bütün dünyadan esenler bulmak mümkün.

BROADWAY

NY’a kadar gidip de Broadway’de bir tiyatro gösterisi ya da müzikal izlemeden dönmem diyenlerdenseniz o zaman size bilet lazım. Bunun için de ya önceden internet üzerinden gideceğiniz gösterinin biletlerini alacaksınız. İkinci alternatif olarak NY’da Times Meydanı’nda bulunan TKTS bölümüne gideceksiniz. Burada o akşam yapılacak gösteriler için son dakika biletlerin satışı yapılıyor. Orada şansınız varsa uygun fiyata bir gösteri için bilet bulabilirsiniz. Ancak unutmayın. Amerika’da gösteri izlemek öyle ucuz değil. Maliyeti yüksek olur. Cebinizi yakabilir. Pahalı biletin karşılığında ise unutulmaz bir görsel şölene her zaman hazırlıklı olun.

BROOKLY BRIDGE

NY’un bu tarihi köprüsü ise mutlaka görülmesi, üzerinden yürünmesi gereken bir köprü. Amerika’nın en eski köprülerinden biri olan Brookly Köprüsü’nün üstünde, yaya yolundan yürüyerek karşıya geçip geri gelebilirsiniz. Köprünün alt katında ise, araçların geçişini izleyebilirsiniz. Özellikle akşamları bu köprüyü kullanarak karşıya geçtiğinizde, güneş batarken güzel fotoğraflar çekme imkanınız var

11 EYLÜL MÜZESİ

Amerika’da yıkılan ikiz kulelerin yerine yapılan yeni kulelerin hemen yanında, uçaklarla yıkılan eski kulelerden alınan parçalarla kurulan müzeyi de gezmeyi unutmayın. Kulelerde hayatlarını kaybeden görevlilerin resimleri, bilgileri, hatıralar hep burada yer alıyor. Amerikalılar ve bütün dünya için önemli bir terör saldırısını anlatan bu sergi vaktiniz varsa mutlaka görülmeli.

WALL STREET

Manhattan Adası’nın uç kısmında yer alan Wall Street, dünya ekonomik piyasasına yön veren yer olarak biliniyor. Borsa binasının görkemi bile nasıl bir yere geldiğinizi size gösteriyor. Burada dolaşınca paranın kokusunu hissediyorsunuz. Boğa Heykeli ise önünde mutlaka resim çektirilen bir yer olarak biliniyor.

BATTERY PARK

Manhattan Adası’nın uç kısmında yer alan bu parktan, Özgürlük Heykeli’ni bile görebilirsiniz. Parkın hemen her köşesinde keyifle oturup manzaranın ve insanları seyretmenin keyfini sürebilirsiniz.

ARAMA
EDİTÖRDEN
E-POSTA LİSTESİ
E-posta listemize kayıt olun, sitemizdeki güncellemelerden haberiniz olsun...
© 1998-2024 www.gizlicennetler.com sitesinde yer alan sayfaların her türlü yayın hakkı Eyüp Coşkun'a aittir.
Site sahibinin izni olmadan kesinlikle kullanılamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Son Güncelleme: 1.12.2022    Toplam Ziyaretçi: 1.486.891